Bu blog nereden çıktı?

06:23

Bugün bir film izlerken, bir alışveriş merkezinde tuvalete gittiğimizde, yolda yürürken, otobüsteyken, radyo dinlerken, dergi okurken, yürüyen merdivendeyken reklam bombardımanında olduğumuzun hepimiz farkındayız sanırım.Bazen bundan aşırı derecede rahatsız olmamız da kaçınılmaz.Çünkü hayatımızın akışını bozuyorlar. Belki 1 liraya kadın pedleri alabilmeye de yarayan tuvaletteki reklamlar, hayatımızı da kolaylaştırdığı için o kadar irite etmiyor ama ya dizinin en heyecanlı yerinde araya giren reklamlar? Bir mebla bayılarak büyük umutlarla aldığımız dergilerin yarısından çoğunun reklam olması? Billboardlar, otobüste metrobüste tutunduğumuz yerlerdekiler? En sevdiğimiz dizide senaryoya dahil edilmeye çalışılarak tamamen yapay duran, gözümüze gözümüze sokulan ürünler? Her gün ziyaret ettiğimiz Facebook'un anasayfa akışında araya sıkıştırılmışlar yanda duranlar, telefonlarımıza her gün mesajla gelenler... Yazarken bile yorucu. Peki biliyor musunuz firmalar, çoğu reklamın satışlardaki yansımasını ölçemiyorlar? Bununla birlikte bir filme yapılan ürün yerleştirmesiyle firmanın tüm hayatının değişebileceğini tahmin edebiliyor musunuz?

Endüstriyel tasarım okumuş yaratıcılık peşinde koşan, ancak iş hayatında beklediğini henüz bulamamış genç bir dimağ olarak, pazarlamanın vazgeçilmez ögesi reklamları seviyorum. Çünkü içlerinde o kadar güzelleri o kadar düşünülerek kurgulanmış olanları ve eğlenceliler var ki... Bunları unutmamak adına böle bir blog yazmaya karar verdim. 

You Might Also Like

0 yorum

Like us on Facebook